Kentsel Dönüşüm

Kentsel Dönüşümün Amacı

Ülkemiz, geçtiğimiz yüzyılda 90’a yakın büyük deprem yaşadı. Yaşanan bu afetlerde binlerce can kaybı ve milyarlarca lira zarara uğrandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta deprem olmak üzere afet tehlikelerine karşı 2012 yılında, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası”nı çıkardı. Yasanın hayata geçmesiyle birlikte Kentsel Dönüşüm adeta bir seferberlik haline geldi. Ve afet riski altındaki yapıların dönüştürülmesinde öncelikli hedef, can ve mal kayıplarını önlemek olarak belirlendi. Kentsel dönüşüm aynı zamanda; hayat kalitesini arttırmış, enerji tasarrufuna ve çevreye duyarlı yerleşim alanları oluşturmuş ve yarın marka şehirleriyle ön plana çıkan bir Türkiye demektir.

Ülkemizde Kentsel Dönüşüm Süreci

Ülkemizde çarpık kentleşme ve modern şehir görüntüsünden uzak gecekondular, uzun yıllar doğru şehirleşmenin önündeki en büyük engeldi. Neredeyse bir kangren haline gelen bu sorun karşısında Kiptaş, ürettiği Başakşehir ve Hilalşehir projeleri ile tarihi dönüşümün ilk sinyallerini verdi. 1995 yılında gerçekleşen bu iki proje, yıllarca sürecek olan büyük kentsel dönüşüm projelerinin adeta bir sembolü oldu. Büyük dönüşümün ilk adımları
2003 yılında Türkiye, planlı kentleşme ve toplu konut hamlesiyle tanıştı. Hasılat paylaşımı projeleriyle kendi kaynağını üretme modelini geliştiren TOKİ, Cumhuriyet tarihinin en büyük kentsel dönüşümlerinden birini gerçekleştirdi. Ve 10 yılda toplam 500.000 konuta ulaştı. Proje kapsamında; afete maruz kalan bölgelerde Afet Konutları, on binlerce ailenin ev sahibi olduğu alt gelir grubuna yönelik konutlar ve pek çok sosyal konut projesi hayata geçirildi. 2012 yılında kentsel dönüşüm hayati bir ivme kazandı. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, afetlerin binlerce canımıza mal olmaması ve ülkemize zarar vermemesi için yeni bir dönüşüm projesine öncülük etti. “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile büyük dönüşümün ilk adımını attı.

Kentsel dönüşümün ilk adımı nedir?

Kentsel dönüşüm için öncelikle yaşadığınız binanın risk tespitini yaptırmanız gerekiyor.

Riskli Bina Tespiti

Riskli binalar nasıl tespit edilecek?
Riskli binaların tespiti, maliklerin tapu ve kimlik fotokopisi ile yapacakları müracaat üzerine, Bakanlığımızca lisans verilen ve listesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi internet sitesi ile www.kentseldonusum.gov.tr adresinde güncel olarak yayımlanan kurum veya kuruluşlarca yapılacaktır. Risk tespiti yaptırmak zorunlu mu?
Kanunda risk tespiti yaptırılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, Ülkemizde pek çok binanın; mühendislik hizmeti almadan yapıldığı, malzeme ve işçilik açısından teknik gerekliliklere uygun olmadığı, özellikle beton kalitesinin çok düşük olduğu ve deprem açısından risk taşıdığı belirlenmiştir. Bu yüzden, konutunda güven ve huzur içerisinde yaşamak isteyen, oturduğu binanın riskli olabileceğinden şüphelenen her vatandaşın risk tespiti yaptırması uygun olacaktır. Eski ve yıpranmış durumda olan binalar için de risk tespit yapılacak mı?
Kanun hükümlerinden faydalanılabilmesi için malikler tarafından Bakanlığımızca lisans verilen kurum veya kuruluşlara risk tespitinin yaptırılması şarttır. Binanın risk tespitini yaptırabilmek için maliklerin 2/3 çoğunluğu gerekli midir?
Binanın risk tespitini yaptırmak için maliklerin 2/3 çoğunluğu ile karar alınmasına gerek yoktur. Risk tespiti için maliklerden birinin müracaatı yeterlidir. Risk tespiti yaptırmak isteyen bir malike diğer maliklerin engel olması halinde ne yapılacak?
Riskli binaların tespitini, tahliyesini ve yıktırılmasını engelleyenler hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır. Risk tespitinin maliyeti ne kadardır?
Bakanlığımız birimlerince yapılacak risk tespitinde kullanılacak fiyatlar aşağıda gösterilmiştir. Bina Büyüklüğü Sabit Fiyatm2 birim fiyatı 500 m2’ye kadar-2.25 TL 500 ile 1.000 m2 arası1.125,00 TL1,75 TL 1.000 m2’den büyük2.000,00 TL1,00 TL Örnek 1: 400 m2 bir bina için:400x2.25=900,00 TL Örnek 2: 750 m2 bir bina için:1.125,00 + (750-500) x 1.75= 1.562,50 TL Örnek 3:1.500 m2 bir bina için:2.000,00+ (1500-1000) x 1,00=2.500,00 TL Riskli bina tespitine itiraz edebilir mi?
Riskli olarak tespit edilen binalar tapu müdürlüğüne bildirilecek ve tapu kütüğüne işlenecektir. Malikler, tapu müdürlüğünce yapılacak tebligattan itibaren (15) gün içinde, İstanbul, İzmir, Bursa’da Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüklerine, diğer illerde ise, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ne verecekleri bir dilekçe ile riskli yapı tespitine itiraz edebilirler. Riskli bina tespitine yapılan itirazları kim inceleyecek?
Riskli bina tespitine yapılan itirazları, (4)’ü Üniversitelerce ve (3)’ü Bakanlıkça belirlenen ve (7) üyeden oluşan Teknik Heyet inceleyecektir. Teknik Heyetin, riskli bina raporunu uygun bulması halinde rapor kesinleşecek ve yıkım süreci başlayacaktır. İtiraz sonucunda binanın riskli olmadığına karar verilmesi halinde tapuya konulan şerh kaldırılacaktır. Riskli yapılarda elektrik, su ve doğal gazın kesilmesi vatandaşı mağdur etmeyecek mi?
Kanuna göre, riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara verilen elektrik, su ve doğal gaz hizmetleri durdurulabilecektir. Burada amaç, vatandaşı mağdur etmek değil, tam aksine can güvenliği bakımından, vatandaşın riskli olan bir binada oturmasına engel olmaktır. Yani, vatandaşın hayat hakkının gözetilmesi söz konusudur.

Yıkım Süreci

Riskli binanın yıktırılması süreci nasıl işleyecek?
Riskli bina tespitinin kesinleşmesinden sonra bu binaların yıktırılması için maliklere 60 günden az olmamak üzere süre verilecek, bu süre içinde riskli binaların yıktırılıp yıktırılmadığı kontrol edilecek, yıktırılmamış ise 30 günden az olmak üzere ek süre verilecek ve verilen bu süreler içinde maliklerce riskli yapılar yıktırılmaz ise, yıktırma işlemleri mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından gerçekleştirilecektir. Riskli binanın yıktırılması için maliklerce bir karar alınması gerekir mi?
Riskli olarak tespit edilen ve itiraz süreci sonunda riskli olduğu kesinleşen binaların yıktırılması Kanunun emredici hükmüdür. Yıkım konusunda maliklerce herhangi bir karar alınmasına veya anlaşma sağlanmasına gerek yoktur. Riskli binayı tahliye etmeyen malikler veya kiracılar hakkında ne yapılabilir?
Riskli binanın yıktırılması için maliklere verilen süreler içerisinde riskli binayı tahliye etmeyen malik veya kiracılar İstanbul, İzmir ve Bursa’da Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlükleri’ne, diğer illerde ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ne bildirilir. Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve işlemlerini engelleyenler hakkında, işlenen fiil ve hâlin durumuna göre 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Riskli bina üzerinde ipotek var ise bina yıktırılabilir mi ve ipoteğin durumu ne olur?
Kanun’a göre, riskli binaların sicilinde bulunan aynî ve şahsî haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan her türlü şerh (meselâ ipotek hakkı), riskli bina yıktırıldıktan sonra hisseler üzerinde devam edecektir. Bu yüzden, üzerinde ipotek olması riskli binanın yıktırılmasına engel teşkil etmeyecektir.


©2014 Azaklar İnşaat
Tasarım H&F Yazılım ve Danışmanlık Hizmetleri